İstinye Üniversitesi

"Psikiyatri Gönül İşi" Midir?

Tarih
26/11/2022
Yayın
Akşam Cumartesi
Yayın Türü
Yazılı

Psikiyatr Gülseren Budayıcıoğlu'nun hastalarının hikayelerini dolaylı ya da doğrudan kitaplaştırması, son yıllarda ise bu kitap ve hikayelerin senaryolaştırılarak televizyon dizisi yapılması farklı eleştiri ve yorumları da beraberinde getirmişti. Geçtiğimiz günlerde Budayıcıoğlu'nun sosyal medyasında "Üzülüyorum" üst başlığıyla bu eleştirilere cevap vermesi ve metnindeki "Psikiyatri bir gönül işidir" tanımlaması da insanları ikiye böldü. Biz de hem bu paylaşım metnini hem de hasta hikayelerinin bir şekilde senaryolaştırması/kitaplaştırmasını iletişim akademisyeni Doç. Dr. Aybike Serttaş, klinik psikolog Saime Serpil Özgül ve psikiyatrist Berna Ermiş'e sorduk. Her biri kendi penceresinden farklı yorumlarda bulundu; kanaat okurda.


'PSİKİYATRİ GÖNÜL İSİ' HASTA HEKİM İLİŞKİSİNDE YER ALMAMASI GEREKEN BİR İLETİŞİM BİÇİMİ


İstinye Üniversitesi, İletişim Fakültesi'nden Doç. Dr. Aybike Serttaş Budayıcıoğlu'nun paylaşım metniyle ilgili, "Açıklamada tartışmaya

açık pek çok nokta var. 'Psikiyatri gönül işi' demesi ve konuyu empati ile ilişkilendirmesi ve bu noktada empati yerine sempatiyi yani hasta-hekim ilişkisinde yer almaması gereken bir iletişim biçimini tarif etmesi dikkatimi çekti.
'İnsanımızı psikiyatriyle tanıştırmak, ruhlara sevgiyle dokunmak, taciz ve tecavüz mağdurlarının yaralarını hafifletmeye çalışmak' da bu açıklama içinde profesyonelce bulmadığım muğlak ifadeler. Bu ifadelerin tartışmaya bir katkısı olmadığını düşünüyorum." yorumunda bulundu.


TV, BİLİM İNSANLARININ ULVİ AMAÇLARI İÇİN KULLANABİLECEĞİ BİR ARAÇ DEĞİLDİR


Serttaş konunun televizyon dizisi boyutuyla ilgili ise şunları söyledi: "Televizyon ticari bir işletmedir, tüm sistem rating ve finans üzerine kurulmuştur. Ticari bir işletmenin ürünleri de örneğin TV dizileri, mümkün olan en geniş kitleye ulaşmak üzerine kurulur. Bu arzu, TV ürününün içeriğinin basitleşmesi, stereotiplerin en klişe haliyle kullanılması, anlamın değerini yitirmesi ile sonuçlanır. TV sürekli ve kesintisiz bir akış içinde olduğundan tartışmaların öncesi ve sonrası yoktur, anlık, yüzeysel değerlendirmeler vardır. Bütün bunların özünde bahsettiğim terimsel kaygı yatar. TV'nin endüstrileşmiş içerikleri trendlere göre şekillendirilir elbette. Bazen ruhsal rahatsızlıklar trend olur, bazen yemekler, bazen de töreler derken farklı öneme sahip unsurların hatta toplumsal kuramların acımasızca aynı potada eritil eliğini görürsünüz. Fazla uzatmamak için şöyle sonlandırabilirim yorumumu; psikiyatri veya başka bir bilim dalım insanlarla tanıştırmak, toplumsal bir yaraya merhem olmak, kitlelere ruhsal anlamda destek olmak için televizyonu seçmek talihsizliktir. Televizyonun pek çok işlevi vardır fakat bilim insanlarının ulvi amaçları için kullanılabilecek bir araç değildir."


BU BAKISIN HASTA HEKİM ARASINDA GÜVENLİ BİR BAG OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM


Psikiyatrist Berna Ermiş:
"Dr. Gülseren Budayıcıoğlu'nun yayınladığı metni hekim hasta ilişkisinin doğurduğu yanları ile ve bir psikiyatri hekimi penceresinden samimi buldum. Bununla beraber psikiyatrinin gönül isi olduğu ibaresinin hastanın mahreminin girdiği odada, çare bulmasına dayanak olan ve zaman içerisinde hekim hasta arasında gelişen güvenli bağ olduğunu düşünüyorum. Nitekim bu bağ pek çok hekimlik branşında hastalarla hekim arasında köprü oluşturur. Hastanın da hekime güvenini perçinler ve tedaviden fayda görme kapasitesini artırabilir Öte yandan hasta hikayeleri bir psikiyatrist tarafından bire bir aktarılamaz. Bunu ahlaki ve hukuki değerler üzerinden düşünürsek herhangi bir etik yanı yoktur. Bizler psikiyatrist olma yolunda bu etik değerleri göze alarak ve bilerek ilerleriz. Tabii ki kitaplarda, vaka sunumlarımızda hastalarımızın hikayeleri olmamakla birlikte topluma dayalı sorunları, bireysel ve ailesel, ilişkisel sıkıntıları kendi kurguladığımız hikayeler üzerinden örnekler gösterebilmek ve insanların çaresizliğini, yalnızlığını giderebilmek, derman olabilmek amacı ile anlatıp yazabiliriz."

Bu Diziler Halkın Bilinçlenmesini Sağlıyor Fakat...

Klinik Psikolog Saime Serpil Özgül: "Psikoterapi seansları insanın içsel dünyasını anlamlandırmasına eşlik eden, objektif ve güven ifade eden bir alandır. Bu alanda kişiler en mahrem noktaları terapistiyle yolculuğunda paylaşır. Terapistte ona ayna tutarak yoluna eşlik edendir. Öte yandan televizyon sektöründe psikolojik dizilerin yer verilmesinin bir noktada halkın bilinçlenmesine alan sağladığını düşünüyorum. Ancak sağlanan bu alanda olumsuz yaşam deneyimleri devam eden kişilerin etkilenme oranlarının daha fazla olacağı göz ardı edilmemeli."

Psikiyatri Gönül İşi Midir?