İstinye Üniversitesi

Dr. Öğr. Üyesi Aybike SERTTAŞ, Çocuk İstismarının Medyaya Yansımalarını Değerlendirdi.

aybike-serttas

Dışarıdan gelebilecek risklere karşı savunmasız olan çocukların korunması, sağlıklı olarak büyüyebilmeleri adına büyük önem taşıyor. Bu bağlamda çağımızın en büyük problemlerinden biri olan çocuk istismarı, toplumun tüm kesimlerinin bilinçli olması gereken bir konu. Birçok boyutta ortaya çıkabilen ve kitlelere aktarılırken doğru bilinen yanlışlara sebep olan çocuk istismarı konusunun, medya tarafından işlenişi ve oluşturduğu toplumsal algı kamuoyunun en güncel tartışma konuları arasında yer alıyor.

"Çocuğun yetişkin dünyasında herhangi bir şeye alet edilmesi de istismara girer"
Medyanın istismar ve şiddet vakalarını nasıl aktaracağı üzerine bilgi vermeden önce şu konuyu netleştirmemiz gerekiyor: Çocuklar da bireydir ve haklara sahiptir. İstismarın; çocuğa fiziksel veya psikolojik olarak kötü davranma, ihmal, cinsel istismar ve ticari çıkarlar için çocuğu kullanmak gibi geniş bir kapsamı vardır. Aslında, çocuğun yetişkin dünyasında herhangi bir şeye alet edilmesi de istismara girer. Bu noktada ebeveynlerin sosyal medyada yaptıkları paylaşımlardan, çocukların rol aldığı dizi film ve reklamlara, çocuk oyuncuların ailelerinin bu çocuklara dair tasarruflarına kadar pek çok konu da mercek altına alınmalıdır. Özellikle ebeveynler, sosyal medya paylaşımlarında ikilemde kaldıklarında kendilerine şu soruyu sorabilirler: “Bu paylaşım benim için mi, çocuğum için mi?” Bu sorunun cevabı paylaşımın niteliği konusunda kendilerine fikir verecektir.

"Yayınların içeriği sadece delillere dayanmalı ve uzman görüşleri ile çerçevelenmelidir."
Gelelim medyanın bu haberleri nasıl aktarması gerektiğine: Medyanın çocuğa yönelik istismar ve şiddet haberlerindeki rolünün çok önemli olduğunu belirtmeye gerek yok. Medyanın bu haberlerdeki işlevi, bilgilendirme ve eğitme üzerine kurulmalıdır. Medya metinlerini (gazete haberi, TV haberi, vb.) üretenler, popüler ve sansasyonel söylemlerden kaçınmalıdır. Yayınların içeriği sadece delillere dayanmalı ve uzman görüşleri ile çerçevelenmelidir. Bu tür yayınlarda bir diğer önemli konu mahremiyettir. Verilen pek çok bilgi ve kullanılan görseller için ailenin onayı alınmalı, mümkün olduğu kadar aileyi görsel olarak tanıtmaktan kaçınılmalıdır. Ayrıca medya mensubu, istismara uğrayan kişinin ailesine haber yapmak için dahi olsa (ve son çare olmadıkça) para ödememelidir. İstismar ve şiddet haberlerinde medyanın bir diğer asli görevi, yasa yapıcılarla toplum arasında köprü vazifesi görmek, çözüm önerilerinin tartışılmasını sağlamak, kişi ve kurumları sorumluluk almaya ve sistemle yüzleşmeye teşvik etmektir.

"Kullanılan görsellerle, alıntılarla, haber diliyle ya da kişisel söylemlerle ‘hak etti’ algısı yaratmak, şiddeti yeniden üretmek dolayısıyla suça manen ortak olmaktır."
Bireylerin ve medyanın etik olarak karşı olması gereken bir başka söylem ise mağdur suçlayıcılıktır.“Bazıları tacizi hak eder.” cümlesinin kavramsal karşılığı olan mağdur suçlayıcılar, şiddet veya istismar eylemine uğrayan bireyin, bir şekilde bu durumu hak ettiğini ve olayın failinin tek taraf olmadığını ima ederek durumu olağanlaştırmaya çalışır. Kullanılan görsellerle, alıntılarla, haber diliyle ya da kişisel söylemlerle ‘hak etti’ algısı yaratmak, şiddeti yeniden üretmek dolayısıyla suça manen ortak olmaktır.

"Cinsel şiddet haberleri erotik bir dille hazırlanmamalı, şiddetin haz duyulan bir öğe gibi tasvir edilmesinin önüne geçilmelidir"
İstismar ve şiddet haberlerinin aktarımı, kamuoyu oluşturmak, konu hakkında medya kullanıcılarını bilinçlendirmek, konuyu bilimsel ve hukuki verilerle tartışıp yapıcı çözümler üretmek, kamu vicdanını mümkün olan en az şekilde zedelemek açısından hassasiyet gerektirir. Bu bağlamda, özellikle cinsel şiddet haberleri erotik bir dille hazırlanmamalı, şiddetin haz duyulan bir öğe gibi tasvir edilmesinin önüne geçilmelidir. Haber içerisinde “alçakça, korkunç, iğrenç” gibi aşırı duygu içeren, tiksinti uyandıran, aslen şiddetin pornografisini yaratan sıfatlardan uzak durulmalıdır. Mahkeme kararı, tutanak, otopsi raporu gibi belgeler kamu yararı olmadıkça açıklanmamalıdır.

"Haberde fail yerine istismar edilene odaklanan görsellerden kaçınılmalıdır"
Bir diğer önemli konu da medyada kullanılan görseller. Haberde fail yerine istismar edilene odaklanan görsellerden kaçınılmalıdır. Bunlar; dramatik görseller, dur işareti yapan çocuk, oyuncağını tutan çocuk, kınalı eller, korkan, ağlayan, utanan çocuk tasviri, gelinlikli çocuk gibi sıralanabilir. Son olarak kurban, mağdur gibi kelimeler, kurbanın iddiası gibi ifadeler mümkün olduğunca kullanılmamalıdır. İstismara ilişkin her türlü yayın faile odaklanmalıdır.

"Erkek çocuklar da sıklıkla istismar ve şiddet vakalarına konu olmaktadır."
Sadece kız çocukları tacize uğrayacağı, sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan bireylerin istismara eğilimli olacağı düşüncesi, istismarcıların pis ve hasta olduğu, istismarın sıklıkla bireyin tanımadığı kişiler tarafından gerçekleştirildiği ve istismarcının güç kullandığı yargıları yanlıştır. Erkek çocuklar da sıklıkla istismar ve şiddet vakalarına konu olmaktadır. İstismarcıların sosyo-ekonomik düzeyleri değişkendir ve toplum içerisinde doğrudan ayırt edilebilecek belirgin özellikleri yoktur. Çoğu vakada istismarcı çocuğun tanıdığı bir kimsedir ve bazı vakalarda bu durumun çocukla istismarcı arasında bir sır/oyun haline getirildiği, çocuğun yaşadıklarının bilincinde olmadığı bilinmektedir.

"Çocuk hem “Hayır” demeyi hem de kendisine “Hayır” dendiğinde bunun ne anlama geldiğini bilmelidir"
Son olarak, yapılan araştırmalara göre şiddet gören ya da şiddet eylemlerine tanık olan bireylerin, yetişkinlikte şiddet uygulama eğilimlerinin sekiz kat fazla olduğu ortaya çıkmıştır. Bu da medya, eğitmenler ve yakın çevre kadar, ailenin rolünün de ne kadar önemli olduğunu bir kez daha kanıtlamaktadır. Çocuğun bedenine önce aile içerisinde saygı duyulmalı, çocuğun kıyafetleri, çamaşırları ya da bezi kamusal alanda değiştirilmemelidir. Çocuk hem “Hayır” demeyi hem de kendisine “Hayır” dendiğinde bunun ne anlama geldiğini bilmelidir. Çocuğun internet kullanımı takip edilmelidir. Her yetişkin, istismar olabileceğini düşündüğü olayları ihbar etmelidir.

"Şiddetin her türlüsü hem onu uygulayana hem de ona göz yumana geri döner"
Bütün bunlara ek olarak, hayvanlara yönelik şiddet eylemi gerçekleştiren ve hatta öldüren kişilerin; insanları kurban seçenlerle mental olarak akraba olduğu bilinmektedir. Şiddetin her türlüsü hem onu uygulayana hem de ona göz yumana geri döner, psikolojik ya da fiziksel olarak yansır. Hem medya mensupları hem de bilinçli ve vicdan sahibi her vatandaş, kullandıkları dilin tutum ve davranışlarına yansıdığının ve kelebek etkisi yaratabildiğinin bilincinde olarak hareket etmelidir.